transcript: Kış kapıya dayandı artık. “Üstüne kalın birşeyler giy bak, soğuk kapacaksın”, sözünü duyup duruyoruz. Artık çoğumuz buna cevap olarak “Saçmalama, üşümenin soğuk algınlığıyla alakası yok!”, desek de belki de yanılıyoruzdur? Bakalım bu çekişmeden kim galip gelecek. Hastalanmakla soğuk havanın bağlantılı olduğu açık. Örneğin; güz sonu ve kış civarlarında Amerikalı’ların %5-20’si ya soğuk algınlığı geçiriyor, ya da grip oluyor. Boşuna soğuk algınlığı denmiyor zaten. Ama hesaba katmamız gereken başka şeyler de var. İlki ve en önemlisi soğuk algınlığına ve gribe virüslerin sebep olmasıdır. Yani ne kadar üşürseniz üşüyün, virus yoksa hastalık yok. Bu kadar basit. Peki ne oluyor da soğuk havalarda hastalanıyoruz? Birinci sebep olarak, insanların kış aylarında vakitlerinin çoğunu kapalı alanlarda geçirmesini ve dolayısıyla daha çok insanla temas halinde olmasını gösterebiliriz. Daha çok insan da, patojenlerin daha kolay yayılma fırsatı yakalaması demek. Diğer bir sebep de nem oranı. Kışları nem düştüğünden hem virus daha çabuk yayılıyor, hem de burnunuzdaki mukus salgısı kuruyor. Bu salgı kurumasaydı, virüslere karşı koruma bariyeri olarak görev yapardı. Ve son olarak, güneşten almamız gereken D vitaminini alamadığımız için bağışıklık sistemimiz olumsuz etkileniyor. Yani hem kapalı alanda kalmak hem de kışları gündüzlerin kısa olması sağlığınızı etkiliyor. Ve böylece, annenizin haksız olduğunu kanıtladık… mı acaba? O kadar çabuk karar vermeyin. Her ne kadar eski araştırmalar soğukla hastalık arasında bağlantı bulamasa da, yeni çalışmalara tersini söylüyor. Bir grup katılımcının ayaklarının buzlu suya batırıldığı bir deneyde, bu grubun, buzlu suyla temasa geçmemiş gruba göre soğuk algınlığı belirtilerine daha yatkın olduğu görüldü. Bu sonuçların temelinde geliştirilen hipoteze göre; üşümek, kan damarlarının daralmasına ve dolayısıyla akyuvarların virüse ulaşma hızının düşmesine neden oluyor. Netice olarak da, bağışıklık sistemi baskılanıyor. Bağışıklık sistemini baskılayan diğer bir madde olan kortizolün seviyesi de, soğuğun getirdiği sıkıntılar sonucu artıyor. Ayrıca farelerin ve insanların solunum hücreleri üzerinde yapılan araştırmalara göre, soğuk algınlığı virüsüne karşı oluşan bağışıklık mekanizması sıcaklıktan etkileniyor. Örneğin; normal sıcaklıktaki hücreler, enfeksiyonun yayılmasını engellemek için, programlanmış hücre ölümleri gerçekleştirmeye daha yatkın. Son olarak, virüsün kendisi üzerinde yapılan araştırmalar, bu virüslerin gizli bir silahı olduğunu ortaya çıkardı. Soğuk havalarda virüsün dış çeperi sertleşip bir kalkan görevi görüyor. Böyle olunca da, insandan insana yayılması kolaylaşıyor. Sıcak havalarda ise bu çeper jelimsi bir kıvam alıyor ve virüsü dış etkenlere karşı koruyacak kadar sağlam olamıyor. Doğal olarak da yayılma yeteneği azalıyor. Yani belki de anneniz o kadar da haksız değilmiş. O zaman şöyle bir anlaşma yapalım: Dışarı daha çok çıkın ama sıkı sıkı sarının ve kışı kazasız belasız atlatın. AsapSCIENCE’ı yeni mi keşfettiniz? Videolarımızı izlemenizi kolaylaştımak için birkaç tane playlist oluşturduk. İlk listemizde bizim en sevdiğimiz ve en popüler videolarımız var. Diğerine de tek tek bütün AsapSCIENCE videolarını koyduk. Bizi ne tutuyordu ki, değil mi? Ayrıca Facebook, Twitter, Google plus, Tumblr, İnstagram, Vine ve aklınıza gelen diğer tüm sosyal medya araçlarından bizi takip etmeyi unutmayın. Linkler açıklama kısmında. Ve her zamanki gibi, can alıcı sorularınızı bize sorun gitsinç
Çeviren: Atalay
About
We publish the transcription of a YouTube video. This is useful for: search, language learning.